Akraba ziyaretlerinin artık bittiği, bağların koptuğu günümüzde biraz Sıla-i Rahimden bahsedelim Sıla-i Rahim: akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamında bir İslam ahlâkı terimi olan, eşe dosta akrabaya önem veren, hayır dualarını alma yönünde vesile olan bir dini terimdir. İnanç sistemimiz hayatın her diliminde her şeye değer veren hak ettiğiyle buluşturan gönüllere hitap eden bir dindir. Müminler olarak gözetmemiz gereken önemli değerlerden biri de sıla-i rahimdir. Sıla-i rahim; ailemizle, akrabalarımızla, komşularımızla güzel ilişkiler kurmaktır. Onlarla bağlarımızı koparmamaktır. Sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşmaktır. İslam’da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir. Sıla-i rahmin birkaç derecesi vardır. En aşağı derecesi akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımızda selâmlaşmayı, hal hâtır sormayı ihmâl etmemek; dâima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir. İkinci derece de ziyaretlerine gitmek ve çeşitli konularda yardımlarına koşmaktır. Bunlar daha çok bedenî hizmetlerdir. Özellikle yaşlıları zaman zaman yoklayarak, yapılacak işleri varsa onları takip etmek kendilerini sevindirecektir. Sıla-i rahmin üçüncü ve en önemli derecesi akrabalara malî yardım ve destek sağlamaktır.

Havalar ısınıyor yaz dönemine girerken insanlar bir sene boyunca işlerin yoğunluğundan, sorun ve streslerin fazlalığından, psikolojik sebeplerin öne çıkmasından, daha da önemlisi dünya işlerini yaparken farkın da olmadan bunalmaktadır. Bunun sonucunda dinlenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Dinlenmeye ayırdığımız zamanımızı eş dost ve akrabalarımızı ziyaret edip gönül almak için kullanabiliriz. Akrabalarımız özellikle hala, teyze, amca, dayı, gibi yakınlarımız aileden sayılır. Bu kadar yakın olan kişilere karşı yerine getirilmesi gereken bazı ahlâkî görevlerin bulunması tabiidir. Bu görevler arasında olan ziyaretlere özel bir yer ayrılmalıdır. Başta bayramlar olmak üzere, zaman zaman ziyaret etmek, mümkünse hediyeler götürmek güzel bir davranıştır. Yapılan ziyaret-i iâde etmek de gerekir. Müslümanı ziyarete gelene gitmemek aradaki bağların daha çabuk kopmasına sebep olmaktır. Ziyaretler akrabalar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirir. Dargınlıkları sona erdirir. Sevinç ve üzüntülerin karşılıklı paylaşılmasına, sıkıntılara birlikte çareler aranmasına vesile olur. Özellikle yaşlılar toplumda yalnız kalmadıkları, çevrelerinde kendilerini seven, arayıp soran insanların bulunduğu inancı ile son yıllarını huzur ve mutluluk içinde geçirirler. Sıla-i rahim konusunda dikkat edilecek hususlardan biri de şudur: İyilik, karşılık bekleyerek yapılmamalı, sadece görüp gözeten yakınlara karşı sıla-i rahimde bulunulmamalı; aksine, unutan, akrabalık bağlarını koparanlara karşı da bu görev yerine getirilmelidir. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: Akrabalık bağı anlamına gelen sıla-i rahimin oluştuğu kelimelere baktığımızda sıla; bağ kurmak, irtibat, kavuşmak anlamlarına gelirken rahim; şefkat, yakınlık anlamlarına gelmektedir. Terim olarak sıla-i rahim, aynı kandan gelmek veya evlenme yoluyla oluşan akrabalık bağlarını yaşatmayı, ilişkiyi sürdürmeyi ifade etmektedir.  Akrabalık ilişkilerine önem verildiği hâlde karşı taraftan bir karşılık görülmediği durumlar ortaya çıkabilmektedir. Böyle durumlarda tek taraflı bir ilişkinin devam etmeyeceği düşünülüp akrabalık bağları kopabilmektedir. Böyle (ilişkiyi ve iyiliği sürdürerek) davranmaya devam ettiğin sürece, onlara karşı Allah’ın desteği seninle olur.” bir hadis-i şerifte ise “Akrabalarla ilişkiyi sürdüren, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onunla ilişkiyi sürdürendir.” buyurulmaktadır. Görüldüğü üzere kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmek düsturu burada da uygulanarak akrabalardan karşılık göremesek bile her durumda iyilik ve hayırda bulunmaya devam etmemiz tavsiye edilmektedir. Resulullah’ın (a.s.m) “Kardeşinin yüzüne tebessümle bakmak sadakadır.” hadisinden yola çıkarak akrabalarımıza yapacağımız en küçük sayılabilecek ama aslında kocaman bir iyilik olan güler yüz göstermek ve tatlı dilli konuşmaktır. Devamında onlara karşı hüsn-ü zan beslemek, arkalarından konuşmamak sayılabilir. Hâllerini, hatırlarını sormak, yardıma ihtiyaçları varsa yardım etmek, maddî desteğe ihtiyaç duyuyorlarsa elden geldiği kadar desteklemek önemlidir. Bir Sahabenin çok sevdiği hurma bahçesini Resûlullah’a (asm) hediye etmek istemesi üzerine Resûlullah’ın (asm), o hurmalığı akrabalarına vermesinin daha uygun olacağını belirtmesi, maddî yardım bakımından da sıralama yaparken akrabaları önce tutup yardıma onlardan başlamanın ehemmiyetine vurgu yaptığı bir örnek olarak gösterilebilir. Velhasıl, sıla-i rahim hakkında pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır. Akrabalık ilişkilerini canlı tutmak emredilerek aksini yapanların kötü bir muamele ile karşılaşacağı belirtilmiştir. Akrabalarla ilişkiyi koparmamak mü’minlerin omuzlarına konulmuş toplumsal bir sorumluluk ve aynı zamanda ahlâkî bir görevdir. Sıla-i rahimi tesis etmek, Müslümanın Cennete açılan kapılarından biridir. İyi bir insan ve Allah’ın rızasını kazanmış bir kul olmak istiyorsak akrabalık hukukuna riayet ederek bu bağı korumamız gerekmektedir.