Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır. Güzel düşün, güzel yaşa.   Mevlana 
Hitabet sanatı, insanlık tarihinin en eski ve etkili iletişim araçlarından biridir. İnsanın düşünce dünyasını sözlerin sihirli dokunuşuyla şekillendirir. Edebiyatın derin sularında adeta saklı bir hazinedir. Hitabet sanatı, sadece konuşanın dudaklarından çıkan kelimelerle sınırlı değildir. O, bir düşünceyi, duyguyu ya da inancı, sözlerin ustaca seçilmiş dizeleriyle, duygusal bir resim gibi insanın zihnine aktarır. İyi bir hatip, kelimenin tam anlamıyla insanın kalbine dokunabilir. Hitabetin insan üzerindeki etkisi olağanüstüdür. İnsanların kendilerini ifade etmeleri ve başkalarını etkilemeleri için muazzam bir araçtır. İnsanlar, bu sanatı öğrenerek ve ustalaşarak, toplumlarına ışık tutabilir, düşünceleri şekillendirebilir ve değişimi başlatabilirler. Hitabetin büyülü gücü, insanların iç dünyalarına ve insanlığın kolektif bilincine dokunma yeteneği ile sonsuz bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle, hitabet sanatı, insanlığın evriminin önemli bir parçası olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Söz, insanlığın en güçlü silahlarından biridir. Sözcükler, duyguların ifadesi, düşüncelerin şekillenmesi ve bilgilerin aktarımı için en güçlü araçlardır. Bu yüce araçla donatılmış olanlar, toplumlarına ışık tutar, karanlık zihinleri aydınlatırlardı. Bu büyülü araç elbette ki hitabet sanatıydı.

Hitabet sanatı bir konuşmanın veya yazının gücünü taşırken, elbette ki bir hatibin karakterini de yansıtır. Çünkü sözlerini dürüstlük, saygı ve samimiyetle ilettiğinde, dinleyici bu değerleri hisseder. Bu da hitabetin etkisini artırır. Aydınlatıcı sözleriyle daha fazla bağlantı kurarlar. Bu bağlantı, düşünce ve duygu dünyalarını etkilerken, toplumsal bağlarını da güçlendirir. Hitabet, insanların iç dünyalarına ve insanlığın evrimsel yolculuğuna dokunma yeteneği ile sonsuz bir potansiyele sahiptir. Bu büyülü sanat, insanları bir araya getirir, düşünce dünyalarını zenginleştirir ve insanların bilincini ve gelişimini besler. İnsanlar arasındaki iletişimi derinleştirir ve toplumları daha iyi bir geleceğe taşır. Bu nedenle, hitabet sanatı, insanlık evriminde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. 

İletişim konusunda yeterli ve kültürü olmayan insanlar; sizin değer verdiğiniz için yaptığınız her konuşmayı tartışma olarak algılar ve zannederler. Bu sebepten hitap, muhataba özel olmalıdır. Hitap, muhataba biçilen kıymettir demişler ne kadar da doğru söylemişler. Muhatap aldığımız şahıs değil de şahsiyet olunca, üslup kendiliğinden şekil alıyor değil mi? Anlamayacak olana anlatmak, dinlemeyecek olana konuşmak sadece insanı yorar. Hitap, muhataba biçilen kıymettir. Kıymetli olanı kıymetsiz olana harcamayın. Ne gariptir ki insanoğlu doğanın sahibi değil sadece bir parçası olduğunu anlamayı ısrarla reddediyor. Ve karşısındaki hitabetinde kaf dağından inmiyor. En gelişmiş canlı olmanın verdiği kibirle sessiz doğanın aklını küçümseyerek kendi sonunu hazırlıyor. Doğa sessiz gibidir oysa Pisagor'un da ifade ettiği gibi evrende muhteşem bir matematiksel işleyiş var. Fazladan yaptığın her eylem çığ gibi büyür ve sana geri döner. İnsanoğlunu en sonunda bu kibri yok edecek. Sen doğanın sahibi değil parçasısın. Halbuki akıl ediyor oluşun seni daha adil biri yapmalı!

Unutmayın kelimelerin büyüsü, insanların kalplerini aydınlatır. Hitabet sanatının ışığında, dünya daha anlamlı ve güzel bir yer olur. Ne demişler, ‘’Güzelliğin şarkısını söylersen eğer, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır."