Hava kirliliğini azaltmada, heyelan, erozyon, sel gibi doğal afetlerin önlenmesinde ormanlar etkin rol oynamaktadır. Özellikle günümüzde insanların dinlenmesi, eğlenmesi, sportif faaliyetlerde bulunabilmesi, psikolojik olarak rahatlaması vb. yönleri ile ormanlar rekreasyonel alan kaynaklarıdır.
İklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık, ağaçsızlığın yarattığı erozyon, bilinçsiz su kullanımı yüzünden kuruyan göller ve hesapsız yapılaşma Anadolu'nun giderek çölleşmesine yol açıyor. Buna birde yanan ormanlarımızın çoğalması tuz biber oluyor. Bugün için memleketin en acil çözüm bekleyen sorunu bu olmalıdır. Durum böyleyken hiçbir önlemin alınmaması ve bilinçsiz bir şekilde hala ağaçları katletmemiz çok üzücü. Ve biz bu sorunu çözemezsek yaşayabileceğimiz bir evimiz, toprağımız hatta dünyamız bile olmayacak.
Gelelim içimizi kurutan, yüreğimizi o yanan alevlerle kavuran orman yangınlarına: Orman yangını, doğal ya da insani sebeplerden ortaya çıkan yangınların ormanları kısmen veya tamamen yakmasıdır. Yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması ve yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlar ile sigara, tarımsal ürünler nedenli çıkan insan kaynaklı yangınlar vardır. Özellikle yaz aylarının, hemen hemen her hafta en çok duyduğumuz haberlerinden olan yangınlar. Ciğerlerimizin dayanamadığı o sahnelerden değil midir, o alevlerin göğe yükselişi!.. O içler acısı katliama şahit olmuş olanımız mutlaka olmuştur ki hepimiz sosyal medya aracılığıyla görüp öğreniyoruz. Her ne kadar cansız olarak görsek de onları onların da bir canı var. Ağaçların yanarken çığlık attığını duyabiliyorsun. Evet, resmen haykırıyor ağaçlar, kulakları sağır eden o tiz feryatlarıyla... Sadece ağaçlar değil Çaresizce yangından kaçmaya (!) çalışırken kabuğunun içinde yanıp büzüşen kaplumbağalar, kovuğunun içinde ağaçla birlikte kömür olan sincap ve yavruları, alaca geyik, güzel gözlü ceylan ve ateş kuşları... Tutuşan kanatlarıyla oradan oraya uçuşurken düştükleri yerlerde istemeden yeni yangınlar başlatan o çaresizliğin meşaleleri... O ateşin, dumanın, isin içinde can havliyle kaçışıp kurtulmaya çalışan ama hiçbir çaresi olmayan çaresiz ve kimsesizler..
Kötüdür orman yangını, hem de çok kötü. Allah kimseyi ateşle imtihan etmesin... çıkmasın orman yangınları. Çıkmaması için ne yapmalıyız peki? Öncellikle yangınları önlemek, yeşili koruyup, çoğaltmak adına son derece net bir tavır takınmalıyız. Dikkatsizlik ve ihmalkarlık nedeniyle her yıl hektarlarca orman, kısa sürede yok oluyor. Peki Orman yangınları neden çıkıyor? Özellikle hava sıcaklığının en yüksek seviyelere ulaştığı yaz aylarında, orman yangınları da artış gösteriyor. Hem doğal hayatı hem de ekosistemi olumsuz etkileyen orman yangınları biz dikkatsiz olduğumuz ve doğaya gereken önemi vermediğimiz için oluyor çoğunlukla. Bunun yanında ihmal ve dikkatsizlik, güvenlik önlemlerinin yeterli olmaması, tedbir alınmadan ateşin yakılması, yakılan ateşin söndürülmemesi, yere atılan izmaritlerin söndürülmemesi, ormanlık alana yakın olan anızların yapılması, cam ve benzeri ürünlerin ormanda bırakılması, ormanlık alanda ateşle dolaşılması, tarla veya otlaklar için ormanların yakılması ve en önemlisi bilerek çıkarılan orman yangınları. Bunun gibi onlarcası var.  Kesim işlemiyle ormandaki ağaç topluluğunun genç ve sağlıklı ağaçlardan oluşması sağlamalı. Hatta bu bakım sadece kesim işlemini değil aynı zamanda ekim ve dikim işlemlerini de içermelidir. Ekmeliyiz ki yağmurlar bol olsun çünkü yağmur yoksa ağaçlar kurur ve devasa boyutta yangınlar çıkar. Bu yangınlar gökyüzünün kurumla kaplanmasına sebep olur. Güneş kapanır. Tarım alanlarında hasat olmaz ve sonucunda da dünya çapında bir kıtlık söz konusu olabilir. 
Ciğerlerimize sahip çıkalım ve bilinçlenelim. Unutmayalım ki bizden sonraki mirasçılarımıza bırakacağımız en önemli miraslarımızdan biri de ormanlarımızdır.