Hayatı genel bir tanıma oturtmak yanlış olur. Çünkü sadece bir tanımı barındırmaz içinde. Düşüncelerimiz, duygularımız, hayatımızdaki olasılıklar, yaşam şartlarımız ve bunun gibi birçok şeyin karışımıdır. Onun için Hayatı genel bir tanıma oturtamayız. Peki nedir hayat sorusunun en geçerli cevabı? Aslında bildiğin şeydir. Evet evet tam olarak zamanını değerlendirme biçimin, mutlulukların, acın, hüznün, idrak ettiğin, kavradığın kadarı, ötesi ise bir sistir. Hatta bazen yaşamak istediğimiz şeyler uğruna yaşamak istemediğimiz bir yığın saçmalığı yaşamak zorunda kalmamızdır. Anlamsızın içinde kendimizi anlamlı tutmaya çalışmamız belki de. İnsan olmanın farkındalığına varabilmek ve bu yolda azimle, kararlılıkla önündeki engelleri yıkmak. Yaradılışına uygun olarak insan gibi yaşamak, araştırmak, okumak, gözlemlemek, öğrenmek, sevmek, sevilmek, anlamak, düşünmek, empati kurmak, anlamsızlıkları bile sevmek. Yaşama mücadelesi ve hayatta kalabilme kavgası yeter yaşama anlam yüklemeye. Hayatın anlamını anlamak için biraz da sevmek gereklidir. Bir insanı, bir kuşu, hatta kıyafeti… Biraz da mutluluğun temeli, sonuçta mutluluk insan hayatını yaşanır kılan temel bir etmendir ve oluş biçimidir. 

Hayatı anlamlı kılan, onu yaşanılır kılan olgu elbette ki yaşam kalitesidir. Onun maddi dünyasıyla birlikte bir bütün olarak zihin, kültür, sahip olduğu değerler dünyasıdır. Yaşam kalitesi deyince mutluluk, bunun belirleyenidir. Dolayısıyla yaşam kalitesi ve mutluluk birbirini üretir. Yaşam kalitesi bireyin elinde midir? Bir diğer deyişle mutluluğu belirleyen kişinin kendisi midir? Hayatın anlamı benim onunla kurduğum ilişkiler ve ona kattıklarımsa, o halde hayatımı iyi yaşamak benim elimdedir! Öyle ya, madem hayatın anlamı bana bağlı; nesnelerle iyi ve doğru ilişkiler kurarak hayatımı iyi ve güzel olarak anlamlandırabilirim! Peki mutlu yaşam, mutsuzluğun olmadığı yaşam anlamına mı gelir? GELMEZ. Mutlu yaşam mutsuzluğu da içinde barındıran, onu sürekli ve etkin kılmayan bir yaşam demektir.
Mutluluk hayattan haz almak, yaşama sevincinin direği, erdemli yaşamaktır; her iki görüşün birleştiği nokta, insanın mutluluğu amaçladığı yerdir. Mutluluk arttıkça, yaşama sevinci de doğru orantıda artar.

Hayatın anlamını belirleyen etkenler bunlardan da ibaret değildir elbette ki; kimlerle yaşadığımız ve neyi paylaştığımızdır. Sevdiğimiz, keyif aldığımız kişiler ile paylaştığımız hayat çok daha anlamlı ve değerlidir. Onlardan uzak kaldığımız zaman hayatımızın anlamını yitirdiğini düşünmemiz de bundandır. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi hayatı sadece kendimiz için değil, yakın çevremizdeki insanlar için de anlamlı kılabilmeli ve varlığımızla onları mutlu etmeliyiz. 

İnsan sürekli hayatı anlamlandırma, onu anlama arzusu taşır. Hayatın anlamı derin ve kapsamlı olsa da bazılarımıza göre, bazılarımıza göre gereksiz, anlamsız olabiliyor. Çünkü bizim dışımızda nesnelerle örülü bir dünya var; taş, toprak, ağaç, buğday… Bu nesnelerin kendi başlarına bir anlamı var mı? Bir diğer deyişle dünyada insan olmasaydı, bütün bu varlıkların bir anlamı olur muydu? Belki olurdu belki de olmazdi... 

İnsanı diğer varlıklardan ayırt eden nedir?  Ne olursa olsun sonuçta insanın temel ayırt edici özelliği, kendi varoluşunu sorgulama yetisidir. Ve dolayısıyla insan, ölümünü bilen ve bu doğrultuda yaşayan tek varlıktır.
Bireyin iç dünyası hayatını anlamlandırmada esas bir başlangıçtır. Çünkü bireyi kuşatan aile, gelenek, din, devlet, ahlak, rejim gibi olgulardan oluşan devasa bir dış dünya vardır. Halbuki vicdan, sevgi, adalet, merhamet, empati gibi insanın iç dünyasına ait kavramlar vardır ki, bütün mesele bunları canlı tutarak ‘iyi’ insan olmaktır. Bu değerlerin diri tutulduğu toplumlarda hayatın anlam kazandığını görebiliyoruz.

Hayatı kimi zaman anlamsız bulabiliriz. İnsan hayatının geçici iniş çıkışlarıdır. Ancak bu halin süreklilik kazanması bir çöküşe işarettir. Hayatın boşunalığı, amaçsızlığı, yaşamın yaşanmaya değer olmadığı düşüncesinin ulaştığı nokta, hayatın anlamsız olduğu yargısıdır ki, bu hal hiçbir zevk almama yönelimini doğurabilir. Özetle kendin için hayatı ne kadar anlamlandırırsan hayat o kadar anlamlı olur. her şeyin sende başlayıp sende son bulduğunu unutma!