Özgür Özel kimin elini öptü diye çok merak ediliyor. Pervin Chakar, kendi dalında başarılı bir soprano sanatçısı olarak biliniyor. Sesiyle kendine hayran bırakan ve dinleyicilere unutulmaz müzik deneyimleri sunan Chakar, birçok büyük sahnede performans sergilemiştir. Pervin Chakar, müzik dünyasında hak ettiği yere sahiptir. Peki iki yıl önce Pervin Chakar ne dedi? Pervin Chakar Kürdistan hakkında neler demişti? Kürt Soprano Pervin Chakar hakkında merak edilenlere göz atalım.

Pervin Chakar Ne Dedi? Kürdistan Hakkındaki Sözleri Neler? Pervin Chakar Aslen Nereli?

Pervin Chakar, aldığı sahneden sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in elini öpmesiyle gündeme geldi. Bu olayın ardından Pervin Chakar'ın hayatı ve kim olduğu merak konusu oldu. Kürt kimliğiyle tanınan Pervin Chakar aslen nereli? Kürt sorunu hakkında neler söyledi? Özgür Özel kimin elini öptü?

Av tüfeği olanlar dikkat! Av tüfeği olanlar dikkat!

Pervin Chakar Kimdir ve Aslen Nerelidir?

Pervin Chakar, Mardin'de doğmuş olan beş çocuklu bir ailenin ilk çocuğudur. Çocukluğunu Fatsa'da geçiren Pervin Chakar, ortaokul çağlarında Bismil'de halk müziği ile müzik kariyerine adım attı.

Pervin Chakar, 1995 yılında başladığı Diyarbakır Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde eğitimine birincilikle son verdi. Müzikle gerçek anlamda burada tanıştığını belirten Chakar, Gazi Üniversitesi Müzik Eğitim Bölümü Şan Ana Sanat Dalı'ndan mezun oldu.

Oylun Erdayı ile özel şan dersleri alan kişi daha sonra Ancona Opera Akademisi'ne kabul edildi ve bu, opera hayatında bir dönüm noktası olarak nitelendirildi. Ancona'da Accademia D'arte Lirica ve Perugia'da Accademia Musicale Umbria gibi prestijli kurumlarda William Matteuzzi, Carmen Gonzalez, Sergio Bertocchi ve Michela Sburlati gibi önemli isimlerle çalışma fırsatı buldu.

2005 yılında, ilk kez Uluslararası Eskişehir Müzik Festivali'nde sahneye çıkarak, Carl Orff'un Carmina Burana eserinde solo soprano olarak parlak bir performans sergiledi. Daha sonra 2019 yılında Teatro La Scala'da unutulmaz bir sahne deneyimi yaşadı. Son olarak, 2022'de yayınlanan "Kürtçe Operalar" albümüyle Kürt müziği ile operayı bir araya getirdi.

Pervin Chakar Ne Dedi? 2021’deki Röportajda Neler Söyledi?

Ayşen Güven ile iki yıl önceki bir röportajı son günlerde çok konuşuluyor. Aslında epey uzun olan röportajdan bir kısmı burada paylaşalım. Röportajın orjinaline Yeni E dergisinden ulaşabilirsiniz.

Peki klasik müzik alanında üreten Türkiyeli sanatçılarla bağın nasıl? Evrensel anlamda iş yapan biri olarak seni takip ediyorlar, çalışmalarını yorumluyorlar mı?

Türkiye’deki sanatçılarla ne yazık ki çok bağım yok yurtdışında olduğum için. 2012 yılında sosyal medyada opera ve klasik müzik camiasından yediğim tokatları unutmuyorum. Hepimizin eşit haklara sahip olmamız gerektiğini vurgulamış, Kürtçe halk ezgilerini konserlerime taşıyacağımı söylemiştim. Ne yazık ki kimliğime saygı duyulmadı ve dışlandım. Buna karşılık kendi dilime, kültürüme ve sanatıma daha çok sığındım ve orayla bağımı güçlendirdim. O kadar ülke gezdim ve uluslararası opera yarışmalarına girdim; hiçbiri nereden geldiğimle ilgili beni sorgulamadı ya da yadırgamadı. Hatta gurur duydular. Oysa Türkiye’de bu böyle olmadı, Kürt olduğum için Türkiye adına bir Kürt olarak aldığım ödüller engellenmek istendi, hatta çoğu kez eleştirildi. Pek çok konser ve etkinliğe davet edilmedim, davet edenler de davetlerini geri çektiler. 2013‘te Andante Klasik Müzik Ödülleri en iyi kadın sesi ödülü bana verildiğinde “bir Kürt ödül alamaz” diye karşı çıkanlar oldu. Hakaretler havada uçuştu. Hiç unutmam, Hıncal Uluç “Irak sınırındaki bir köyden bir Kürt kızı” diye yazı yazarak gerilen ortamı yumuşattı. İyi sanatçılar da yok değil; fakat bunları tecrübe olarak hayatımın bir köşesine koydum.

Bu coğrafya dışında Kürt kimliğin karşına bir engelleme aracı olarak hiç çıktı mı? Benzer “ırkçı” deneyimlerle Dünyanın başka ülkelerinde sınandın mı hiç?

Kürt olmak zaten başlı başına politik bir durum. Benim mülteci, sürgün olmama gerek kalmıyor. Ben her halükarda sürgünüm, mülteciyim çünkü temelde devletsiz bir ulusun bireyiyim. Elbette Kürt olmanın zorluğunu her alanda hissediyor, yaşıyoruz ve çoğu kez Türklük dininin bir gereği olarak dışlanıyoruz. Bunu başka bir ülkede yaşamak mümkün değildir. Hiçbir ulus böyle bir kötülüğü de böyle bir kötülük yapmayı da hak etmez.

Kürt opera sanatçısı olarak seni takdim ettiğim bir söyleşide pek çok hakaret geldiğini ben de biliyorum. “Dünyaca ünlü Türk besteci” demekte ise beis görülmüyor. Bu adil olmayan yaklaşımın kaynağında ne var? Değiştirmek için neler yapmalı dersin?

Bence sanatçı yaşadığı, doğduğu coğrafyaya mal olur. Kürtlerin entelektüel, demokrat ve destekçi bir sanat çevresine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki bu desteği çok nadir görüyoruz. Mecburi bir sürecin sonunda Türklerle aynı toprakları paylaşıyoruz. Onların dillerini öğreniyor ve konuşuyoruz. Kültür ve geleneklerini biliyoruz. Ama onlar bizimkini bilmeyi bir tarafa bırak onu yok etmek için seferber olmuş durumdalar. Bundan bir medeniyet üretilemeyeceği gibi bu güzelliklerin yok edilmesi sürecinin ta kendisi. Tekrar etmekte fayda var mesele statü meselesi, Kürtlerin devleti yoksa Kürt soprano da olmaz Kürt besteci de olmaz.

Kaynak: HABER MERKEZİ