Çerkezköy Bakış - Psikolojik Danışman Şehida Adıgüzel’in sahibi olduğu Dönüşüm Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Gazi Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Cefa Sokak No:10 Daire:1 adresinde hizmet vermeye başladı.
ÇALIŞMA ALANLARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ

İlk olarak kendinden bahseden Psikolojik Danışman Şehida Adıgüzel, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden 2018 yılında mezun oldum. O zamandan bu yana bu alanda çalışıyorum. 2 yıl bir eğitim kurumunda yöneticilik yaptım. 1 yıl da ortaokul öğrencileri ile çalıştım. Şu anda Dönüşüm Psikolojik Danışmanlık Merkezinde hizmet vermekteyim.” dedi.
Çalışma alanları hakkında da bilgi veren Adıgüzel, “Çalışma alanlarım aile ve çift terapisi, cinsel terapi, oyun ve masal terapisi, sanat terapisi, yetişkin ve çocuk testleri uygulayıcılığı. Üzerinden gittiğim ekol ise bilişsel davranışçı terapisi” ifadelerini kullandı.

“DEPRESYON ÖZELLİKLE ERGENLERDE KARŞILAŞTIĞIMIZ BİR DURUM”

En çok karşılaştığı konuların başında dikkat eksikliği ve hiperaktive geldiğini belirten Adıgüzel, “Yanlış ebeveyn tutumların çocuklar üzerinde yarattığı etkilerle de karşılaşıyorum. Çünkü çocukla genelde oyun terapisi yapıyoruz. Mesela çalışırken genelde aslında bu sorunun yanlış ebeveyn tutumundan kaynaklandığını görebiliyoruz. Bu sefer ebeveynle de çalışmamız gerekiyor. Yani aile dinamiklerine bakmamız gerekiyor. En çok karşılaştığım konular bunlar. Depresyon özellikle ergenlerde karşılaştığımız bir durum. Daha sonrasında çiftlerin evliliklerinde yaşadığı problemler üzerinde de çalışıyorum. Ancak burada ebeveyn tutumları, çocukların yetişirken ailelerin takındığı tutum ve tavır çok önemli. Çünkü ebeveynlerin takındığı tavır ve tutum çocukların kişiliğini, tutumlarını hatta oluşabilecek travmalara bile etki ediyor bu noktada.” ifadelerini kullandı. 

“BU GİBİ AİLELERDE ÇOCUK AİLEYİ YÖNETİYOR”

Ebeveyn tipleri hakkında da bilgi veren Adıgüzel, “4 tip ebeveyn tipi var. İlk olarak mesele cezalandırıcı ve eleştirel tutuma sahip ebeveynler var. Bunlar ceza aracı olarak şiddeti kullanabiliyorlar. Şiddet de fiziksel ya da psikolojik olabiliyor. İlk olarak fiziksel şiddetten bahsedecek olursak bu çocuğun kendisinden utanç duymasına, çaresizlik hissetmesine, kendisini yetersiz hissetmesine ve özgüven eksikliğine sebep olur. Psikolojik şiddet ise bu benim en çok karşılaştığım şeylerden birisi.  Aileler çocukları istediği notları alamadığında, istedikleri şeyleri yapmadığında mesela küsüyorlar, birkaç gün konuşmuyorlar çocuk onların ne kadar üzüldüğünü anlasınlar diye. Ancak çocukların ailelerinin koşulsuz sevgisine ihtiyacı vardır. Bu sebeple çocukta fiziksel ya da duygusal anlamda cezalandırmak onun ne birey olmasında ne de kendisini geliştirmesinde pozitif bir etkisi yoktur. Daha sonrasında ise en çok karşılaştığım ebeveyn tutumundan birisi ise aşırı hoşgörülü ve sınırları olmayan ebeveynler. Bu aile tiplerine biz genelde şu şekilde karşılaşıyoruz, geç ve güç çocuk sahibi olmuş ailelerde ya da çocuk doğduktan sonra çok sık hastalık geçirmişse. Çocuklarına kıyamıyorlar ve ne dese yapıyorlar. Hep ödül yöntemini kullanıyorlar. Bu sefer de çocuğun eğitimi rüşvete ve pazarlığa dayalı oluyor. Bu gibi ailelerde çocuk aileyi yönetiyor. Bu da sorumsuz, özgüveni olan ancak narsist olan bireylerin yetişmesine sebep oluyor. Hiçbir şeyi kendi başlarına halledemeyen bireyler yetişmiş oluyor” dedi. 

“HER ŞEYİN BAŞLADIĞI YER AİLE”

Bir diğer ebeveyn tutumunun ise ilgisiz ve kayıtsız ebeveyn tutumu olduğunu belirten Adıgüzel, “Bu aileler de anne ve baba kendi iç dünyalarında ya da kendi aralarında çatışmadan o kadar çok kaybolmuşlardır ki çocukla ilgilenmezler. Çocuğun fiziksel ya da psikolojik anlamda ihtiyaçlarını karşılamazlar. Ve bence bu en çok yıkıma sahip olan ebeveyn tutumlarından biri. Çünkü bizler insan olarak en çok ihtiyacımız olan şeylerden birisi faal olmak. Yani insanların bize selam vermesi, birisinin gülmesi, merhaba demesi, nasıl olduğumuz sorması. Bu çocuklar hiçbir şekilde önemsenmedikleri ve varoluşsal sancılar çektikleri evlerde büyüyorlar. Bu sefer ilerde bile sevildiklerinde gerçekten bunun gerçek olduğunu düşünmüyorlar ki haklılar da böyle düşünmekte. Çünkü kendi anne babaları bile aynı evde olmalarına rağmen önemsememiş ki. O yüzden gerçek sevginin varlığına inanmayabiliyorlar. Özgüven eksikliği, depresyon, içe dönüklük, sosyal bağların zayıf olması, iletişimin zayıf olması gibi etkilere sebep olabiliyor. Son olarak da en olumlu ebeveyn tutumuna gelelim. Bu demokratik tutuma sahip ebeveyn tutumu. Burada kilit nokta dengededir bütün ilişkiler. Bir şeye evet denildiyse sonra hayır denilmez. Ailenin tavrı her zaman dengededir. Ve çocuğa sorumluluk verilir. Cezadan çok geribildirim verilir. Geribildirim çok önemlidir. Bir şey yapıyorsak neden yapıyoruz, yapmıyorsak da neden yamıyoruz, çocuklara bunlar açıklanır. Onlara sorumluluklar verilir. Bu şekilde özgüvenli, kendisiyle barışık, ilişkilerinde dengede olan, girişimci, risk alabilen bireyler yetişir. Bence her şeyin başladığı nokta bu olduğu için bundan bahsetmek istedim sizlere. Her şeyin başladığı yer aile. Ve gerçekten dediğim gibi kişiliğimiz üzerinde hatta şu anda yaşadığımız ruhsal problemlerde bile çocukluk döneminde 0-6 yaş arasında geçirdiğimiz dönemin çok büyük etkisi var. O yüzden ebeveynlerin kendi problemlerini halletmesi, çocuklarına daha hassas yaklaşmaları ve demokratik ebeveyn tutumlarını sağlamaları bence çok önemli bu noktada” dedi.  

Editör: TE Bilisim