Varis, bacaklardaki toplardamarların hastalığıdır. Toplar damarlar yani venler vücudumuzdaki kirli kanı kalbe geri götüren damar sistemleridir. Kanın tek yönde akışını sağlamak için toplar damarların içerisinde kapaklar bulunmaktadır. Ancak bazen bu kapaklar olması gerektiği gibi çalışmayı durdurarak kanın geriye doğru birikmesine, göllenmesine ve bacalarda varis oluşumuna neden olur.

Günlük hayatı zorlaştıran bu hastalık, özellikle uzun süre ayakta duran kişilerde sıkça görülür. Varisler, estetik kaygıların yanı sıra zamanla ağrı, ağırlık hissi, karıncalanma, uyuşukluk , his kaybı, kaşıntı, bacaklarda şişlik ve hatta ciddi dolaşım problemlerine yol açabilir.

Geleneksel varis tedavisinde genellikle cerrahi müdahalelerle yapılırken, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte ameliyatsız ve daha az invaziv yöntemler ön plana çıkmıştır. Girişimsel radyoloji bu tedavi yöntemlerini uygulayarak ameliyat gerektirmeyen seçenekler sunar.

AMELİYATSIZ VARİS TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Girişimsel radyolojide, varis tedavisi için birkaç farklı teknik kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin her biri, varisli damarın kapanmasına ve zamanla vücut tarafından emilerek kaybolmasına olanak tanır. Tüm işlemler ultrason eşliğinde yapılır.

Tedavi başarısını belirleyen temel faktör, varisin erken teşhisi ve ilerlemesine izin verilmeden tedavi edilmesidir.

1. SKLEROTERAPİ

Skleroterapi, ince iğneler aracılığıyla varisli damarların içine bir solüsyon enjekte edilmesi yoluyla uygulanır. Bu solüsyon, damarın iç yüzeyinde tahrişe neden olarak damarın büzülmesini ve kapanmasını sağlar. Kapanan damar, zamanla vücut tarafından yok edilir ve görünürlüğü azalır.

Ultrason rehberliğinde skleroterapi uygulamalarını; görülmesi ve enjekte edilmesi zor olan varislerin tedavisinde kullanmaktayız. Bazı kılcal varislerin gelişimine neden olan, dışarıdan görülemeyen besleyici damarlar olabilir. Bu sebeple tüm kılcal varis tedavilerinde skleroterapi (köpük tedavisi) işlemini mutlaka ultrason ile yapmaktayız.

Bu yöntem küçük ve orta büyüklükteki varislerin tedavisinde etkilidir. İşlem genellikle 15-30 dakika sürer ve hasta işlem sonrası günlük yaşamına hızla dönebilir. Birden fazla seans gerekebilir ve sonuçlar genellikle birkaç hafta içinde gözlemlenir.

2. ENDOVENÖZ ABLASYON TEDAVİSİ (LAZER/RADYOFREKANS)

Endovenöz Ablasyon Tedavisi, daha büyük ve daha derin varislerin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Ultrason rehberliğinde, varisli damarın içine ince bir kateter yerleştirilir ve bu kateter aracılığıyla LAZER yada RADYOFREKANS enerjisi verilir. Bu enerji, damarın iç yüzeyini ısıtarak zarar verir ve damarın kapanmasına neden olur.

Bu yöntem lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve işlem sırasında hasta herhangi bir ağrı hissetmez. Tedavi sonrası hafif bir rahatsızlık olabilir, ancak bu genellikle birkaç gün içinde kaybolur. EVT, hastaların günlük aktivitelerine hızlıca dönmelerine olanak tanıyan, minimal invaziv bir prosedürdür.

TEDAVİ VE İYİLEŞME SÜRECİ DÖNEMİ NE KADAR SÜRER?

Ameliyatsız varis tedavisi, cerrahi yöntemlerle kıyaslandığında çok daha hızlı bir iyileşme süreci sunar. İşlem sonrasında hastalar hemen ayağa kalkabilir ve genellikle birkaç gün içinde işlerine ve sosyal aktivitelerine dönebilirler. Tedavi edilen bölgeye baskı uygulamak amacıyla varis çorapları giymek, iyileşme sürecini hızlandırır ve tedavi sonuçlarını iyileştirir.

Tedavi sonrası hafif morarma, şişlik ya da ağrı olabilir, ancak bu yan etkiler geçicidir ve birkaç hafta içinde kaybolur. İşlem süresi oldukça kısadır ve hastalar genellikle ayakta tedavi edilir. Bu da hastanede yatış gerektirmeyen, konforlu bir tedavi süreci sunar.

AMELİYATSIZ TEDAVİLERİN AVANTAJLARI

Ameliyatsız varis tedavi yöntemleri, cerrahi müdahalelere göre pek çok avantaj sunar:

Daha az risk: Ameliyatsız yöntemlerde, genel anesteziye gerek kalmadan tedavi yapılabilir. Bu da anesteziye bağlı riskleri ortadan kaldırır.

Daha hızlı iyileşme süreci: İşlem sonrası iyileşme süresi çok kısadır. Hastalar genellikle birkaç saat içinde normal hayatlarına dönebilirler.

Daha az ağrı ve rahatsızlık: Cerrahi müdahalelere kıyasla, ameliyatsız yöntemlerde ağrı ve rahatsızlık hissi çok daha azdır.

Estetik avantajlar: Ameliyatsız varis tedavileri, büyük cerrahi kesiler gerektirmediği için bacaklarda iz bırakmaz.

KİMLER AMELİYATSIZ VARİS TEDAVİSİNE UYGUNDUR?

Ameliyatsız varis tedavileri, genellikle bacaklarında estetik ya da sağlık açısından sorun yaratan varisleri olan kişilere önerilir. Özellikle şu durumlarda bu tedaviler uygun olabilir:

Bacaklarda ağrı, ağırlık hissi ve şişlik yaşayanlar

Uzun süre ayakta kalmaktan rahatsızlık duyanlar

Estetik açıdan rahatsız edici görünen varislerden şikayetçi olanlar

Cerrahi tedavi yerine daha az invaziv bir yöntem arayanlar

Tedavi öncesinde bir damar cerrahı ya da girişimsel radyolog tarafından yapılacak değerlendirme, hangi yöntemin uygun olduğuna karar vermek için önemlidir.

SONUÇ OLARAK

Girişimsel radyoloji sayesinde varis tedavisi artık ameliyat gerektirmeyen, ağrısız ve hızlı bir şekilde yapılabilir. Skleroterapi, lazer ve radyofrekans tedavileri, varis problemlerini minimal invaziv yöntemlerle çözerek hastaların hem sağlık hem de estetik açıdan rahatlamalarını sağlar. Eğer varis şikayetleriniz varsa, ameliyatsız tedavi seçeneklerini değerlendirip daha konforlu bir çözüm arayabilirsiniz.

Variss

Muhabir: Barış Karapaça